29 Haziran 2012 Cuma

ilkbaharda paris


Bol resimli, göze ve ağız tadınıza layık guzel bir post okumaktasınız :)) .

Bazı şehirler vardır, bir kere gidince hep gitmek istersiniz, çeker kendine sizi şehir aşık olursunuz gördüklerinize, yaşadıklarınıza. İşte Paris ve Istanbul benim için bu şehirlerden.

İlkbahar ve kış mevsimlerinde gittim hep Paris'e ama eminim bu iki mevsimde olduğu kadar sonbaharda da harikadır.




Notre Dame ve ihtişamı.....



Sen Nehrinin üstündeki köprüye kilitlemiş herkes gönlünü, bizimde kilitlendi kalbimiz buralara...



Aşağıdaki resimde Notre Dame katedralinin başka bir cepheden görünümü.
19. yy başlarında Paris şehir planlamacıları katedralin bakımsızlığından ötürü katedrali yıktırmak istemişler. Fransız yazar Victor Hugo, halkın ilgisini çekmek için Notre Dame'ın Kamburu adlı romanını yazmış ve  roman, katedralin kurtarılması için kampanya başlatılmasını sağlayarak katedralin yenilenmesini sağlamış. Buralarda gezerken hep film canlandı gözümde.



champ elysee ve romantizm







 Bu dondurmayı insan yemeye kıyamaz degilmi?



Şekerlemeler, kurabiyeler....vs





sacre coeur




Fransızların meşhur soğan çorbasını hep duyardım ama hiç bu kadar lezzetli olacağını tahmin etmemiştim dogrusu.



Meşhur Fransız kahvaltısı.......


Krepler de yediğim herşey gibi Fransada çok lezzetli idi.



Ve son olarak daaaaaaaa eyfel topuklu bu güzel şeyler.........

22 Haziran 2012 Cuma

rotterdam'ın renkli semt pazarı

Ben Hollanda'nın Rotterdam şehrinin merkezinde oturuyorum ve evime yaklaşık yüz metre uzaklıkta bulunan pazarı anlatmak istedim bu postumda. Pazarımız inanılmaz renkli, hatta geçen kış annem ve babam yanıma ziyarete geldiklerinde babam pazarda gezerken sanki dünyayı gezmişim gibi geldi demişti hiç unutmam. Sizleride çektiğim fotolarla bu renkli pazar da biraz gezdirmek istedim.

Bilirsiniz Hollanda çiçek cenneti bir ülke, yetiştirmekte de üstlerine yok diyebilirim. Pazarın yanlızca iki büyük sokağı çiçekçilerden oluşuyor.

Bunlarda vintage güller, isimlerini ben  koydum.

Renkler muhteşem değilmi ???


Aşağıda ki çiceklerin ismini bilmiyorum ama gülün bir cinsi sanırım.


Orkide pazarlarda bile satılıyor :))



çileklerin  görüntüsü hoş ama maalesef çoçukluğumda yediğim çileklerin tadını ne burada ne de Türkiye'de artık bulamıyorum.

Hollandalı çerezci ve peynirci kız.



Yolunuz bir gün Hollandaya düşerse mutlaka  stroopwafel yemelisiniz. Aslında sıcak yeniyor ve özellikle kışın tatlı severler için tadıda pişerken kokusu da cezbedici. Pazarda hollandalı esnaf  herşeyini gözünüz önünde yapıyor ve size sunuyor.

Buda stroopwafel ın soğuk poşetlenmiş hali, sanırım bir ara Bim marketlerde Türkiyede de satılmıştı, tadını merak edenler Bim'e bir baksın derim. Orjinali kadar olmasada fena değil.

Peynirin çeşitleri....


Buda Afrika tezgahı, ben şu en önde duran uzun fasulye cinsi sebzelerin salatasını yapıyorum, harika oluyor, birde kocaman bamyaları var onlarinda kızartmasını denemek istiyorum.


Bu tezgah ise Faslıların....çerezden zeytine birçok şeyin satıldığı bu gibi tezgahlar favorim.

 

Hollandalı balık satıcısı bayanlar.


Ve son olarakda bana çok ilginc gelen bir ağaç...asmadan bonsai ağacı. Adamlar yapıyor ne diyim :)

18 Haziran 2012 Pazartesi

Köln

2012'de çok gezdim gerçekten, görmek istediğim çok yer vardı. Listenin başından bir kaç ismi sildim ama halen o kadar çok yer var ki görmek istediğim....
Almanya' da en çok Köln ve Berlin'i görmek istemişimdir hep. Köln yaşadığım Rotterdam şehrine yaklaşık 3.5 saat uzaklıkta. Biz trenle gitmeyi tercih ettik, gerçekten hem nostaljik hemde çok hoş kısa bir yolculuk oldu.
Köln'den biraz bahsedecek olursak kalabalık ve çok fazla sayıda yabancının yaşadığı bir şehir. Bir çok Avrupa şehrinde olduğu gibi ortasından bir nehir geçiyor ( Ren Nehri ) .
Köln katedrali gerçekten çok ihtişamli ve görülmeye değer, şehrin en önemli tarihi yapısı.
Ayrıca hani şu hepimizin evlerinde bulunan kolonya da ilk defa bu şehirde icat edilmiş ve isminide bu şehirden almış.
 Unutmadan söylemem gereken bir şey daha; çikolata müzesi






çikolatayı kim sevmezki............

17 Haziran 2012 Pazar

Babacım...........



Varlığını, güzel sesini, yüzünü, kızmanı, sevmeni, yemeklerini kısacası seni herşeyini babacım çok ama çok özledim.

Babalar günün kutlu olsun seni seviyorum.....

12 Haziran 2012 Salı

kitap çekilişi 2

bu da başka bir blog sahibi arkadaşımızın kitap çekilişi konu kitap olunca ben dayanamıyorum, eminim birçok kişi de benimle aynı fikirde...
ilgilenler buraya

kitap çekilişi 1

herkese merhabalar, blog sahibi bir arkadaşımızın iki guzel kitap için çekilişi var. Katılmak isteyenler tık tık

9 Haziran 2012 Cumartesi

beyaz çikolatalı mus tart - frambuaz soslu



Misafir geleceği zaman hangi tatlıyı yapmam gerektiğini artık buldum. Yada tatlı krizine girince ne yesem ne yapsam diye düşünmeyeceğim sanırım uzun bir süre.
Tanrım nasıl bir lezzettir bu? Aynı anda hem beyaz çikolatanın baştan çıkartıcı tadı, kremanın sağladığı sütümsü hoşluk derken tam o sırada bisküvi bende buradayım der ve karamelin eşsiz lezzeti ile tanışırsınız. Tabii frambuazın verdiği hafifliği de asla unutmamalıyım.
Gelelim tarife.......malzeme listesi de aşağıda göreceğiniz üzere krema ve beyaz çikolata dışında evde çoğunlukla bulunan malzemeler.

Malzeme Listesi

taban
200 gr petibör bisküvi
75 gr tereyağı yada margarin
mus
325 gr krema
165 gr beyaz çikolata
85 gr şeker
3 yumurta sarısı
45 gr su
10 gr jelatin yaprakları
frambuaz sosu
200-250 gr frambuaz
100 gr şeker
çok az su

Yapılışı
  •  Rondo da çekip un haline getirilen bisküvilerin içine çok kısık ateşte eritilen margarin karıştırılıp iyice yoğurulur. 20 cm büyüklükteki kelepçeli kalıbın içine makasla yuvarlak kesilen yağlı kağıdı yerleştirilip bisküvi ve yağdan oluşan hamuru  kalıbın tabanına her noktasına eşit gelecek şekilde yerleştirilir. Ve bu taban  musu hazırlarken dolapta bekletilir.
  • Toz şeker ve su çok kısık ateşte ısıtılır, şekerlerin ermesi sağlanır.
  • Jelatin yaprakları bir kasenin içine soğuk suda bekletilmek üzere konulur.
  • Beyaz çikolata küçük parçalara bölünür ve benmari usulü eritilir.
  • Yumurta sarıları mikser ile çırpılır.
  • çırpılan yumurtaların içine sıcak şekerli su dökülür ve her ikisi yaklaşık 3-4 dakika yüksek devirde çırpmaya devam edilir.
  • Ayrı bir kasede sıvı krema süzme yoğurt kıvamına gelinceye kadar çırpılır. Burada dikkat edilmesi gereken kremanın çok köpürecek şekilde çırpılmamasıdır.
  • Benmari usulü eritilen çikolata da yumurtalı şekerli karışıma eklenip çırpılır.
  • Jelatin yaprakları soğuk sudan sıkılarak alınır yumuşayan jelatinler bir tavada yaklaşık1 dakika jelatinler eriyinceye kadar yani ısıtılır.
  • Ve yumurtalı çikolatalı karışıma eklenir çırpılır.
  • En son olarak da krema eklenir ve karıştırılır krema eklendikten sonra fazla çırpmayınız.
  • Dolapta bekletilen bisküvi tabanının içine yapılan mus dökülür ve yaklaşık 2 saat bekletilip frambuaz sos ile servis yapılır.
  • Frambuaz, şeker ve çok az su ocakta bir taşım kaynatılır dolapta soğutulur.

Ben bu tarifi uygularken frambuazı taze kullanmadım dondurulmuş kullandım, size de tavsiyem eğer benim gibi dondurulmuş kullanırsanız içine su koymayın yoksa çok sıvı olabiliyor ayrıca aynı sosu iki adet mango ilede yapabilirsiniz. Mangoları küçük kücük doğrayıp  aynı şekilde şeker ve su ile pişirip dolapda beklettikten sonra mango tadında da bir sos elde edebilirsiniz. 

Tartı keserken  keseceginiz büyük bıçagı her defasında  sıcak su ile ıslatıp keserseniz çok daha net kesebilirsiniz ve daha şık servis yapabilirsiniz.

Afiyet Olsun......




8 Haziran 2012 Cuma

Tavuklu Meksika Burrito


Yaza yakın  bu günlerde insan artık daha hafif şeyler yemek istiyor. Bende sizlerle çok hafif, lezzetli, farklı ve çok basit bir Meksika yemeğinin tarifini paylaşmak istedim.
Aslında içindekiler tamamen damak zevkinize göre farklılaştiralabilir. Ama bu vereceğim tarif orjinaline sadık kalarak hazırlanmıştır...

Malzeme Listesi
2 adet kırmızı biber
2-3 kaşık sıvı yağ
1 küçük boy kırmızı soğan
200-250 gr tavuk göğüs eti
Yaklaşık 400 gr konserve domates parçacıkları
250 gr kırmızı meksika fasulyesi ( haşlanmış)
100-150 gr mısır tanecikleri ( haşlanmış)
İsteğe göre tuz- karabiber-kırmızı biber pudrası-kekik
1 çay kaşığı toz şeker
Yarım Aysberg

Yapılışı
İri iri doğranmış kırmızı biberleri ve soğanları tavada sıvı yağ ile birlikte yaklaşık 3-4 dakika sotelenir. Daha sonra küp küp dogranmış olan  tavuklar da bu karışıma eklenip tavuk parçacıkları açık kahve rengini alıncaya kadar karıştırılarak pişirilir. Domates, mısır, kırmızı fasulyede tavuklar piştikten sonra bu karışıma baharatlar ile birlikte eklenerek sos kalınlaşıncaya kadar pişirilir.

Ekmeğine gelince ben buradan temin edebildiğim için meksika ekmeği ( tortilla ) kullandım ama siz kebapçılardan alabileceğiniz lavaş ile yada bulabilirseniz yufka ekmeği ile yapabilirsiniz...
 İnce kıyılmış aysberg salatası ile servis yapabilirsiniz...
AFİYET OLSUN :))

6 Haziran 2012 Çarşamba

tulum 1

Bu gün uzun zamandan sonra tüm yazlık  projelerimi gerçeklestirme ve tüm yarım işlerimi bitirme hırsı ile kalktım sabah yatağımdan. Her ne kadar biletlerimizi  henüz almamış olsak da tatilimiz yaklaşıyor. Geçen seneden beri kendime bir türlü bir tulum dikmek fırsatı olmamıştı. Hatırlarsanız geçenlerde kumaş pazarımız vardı ve bende bu sefer iste bu benim tulumum için uygundur deyip bir kumaş almıştım kendime.

Bu gün kumaşımı biçtim, umarım sonuçda guzel olur.

 Bu yaramaz bilindiği üzere bizim evin kızı Nana, kendisi çok meraklıdır ve çok da kıskanç. Bu yatış da bana ne dikiyorsun hep kendine yatışıdır.


 İşte buda benim modelim, Burda dergisi çok kolay olduğunu belirtmiş, deneyelim bakalım.


Alttaki iki resimde de detaylar merak eden ve bilmek isteyenler için. Bu arada tulum BURDA 2012 yılının nisan ayı sayısıdır. Bu sayıyı pek sevdim, içinde dikmek istediğim bir çok şey ver.



İşte bu da benim cicili -bicili, çicekli üfül üfül yeni aldığım kumaşım, ben pek beğendim.


Güzel ama değilmiiii???

etli yaprak sarması

Uzun bir zamandır meledim resmen doğru düzgün bir yaprak bulup da etli yaprak sarması yapabilmek için tam umudumu kesmişken Türkiye'den gelen bir yakınımız vasıtasıyla  kayınvalidemin gonderdiği yapraklarıma  kavuştum. Bahçeden taze koparılmış mis gibi, incecik. Bizim için altından kıymetli gibi oluyor Türkiyeden gelen yufkalar, salçalar, erişteler, yapraklar....
Neyse hemen geldiği akşam da eşimle kendime ziyafet çektim ve mis gibi mercimek çorbası eşliğinde etli yaprak sarmalarımızı afiyetle yedik.


4 Haziran 2012 Pazartesi

'vapurda çay simit sohbet'

Bilmiyorum seyredenleriniz varmı??? Program harika, konuklar harika, mekan harika. Zaten programın ismine tav oldum da seyretmeye başladım desem yalan olmaz doğrusu...
Rating kaygısından uzak olan programlar da nedense daha izlenilebilir ve kaliteli oluyor.
Umarım uzun zaman yayında kalır ve bende keyifle seyretmeye devam ederim. Merak edenler için pazar günleri trt türk' de.


Şehir hatları vapurunun günlük seferlerini yaptığı sırada halkla iç içe simit tadında bir program gerçekten.
Yukarıdaki karelerde yazar Ahmet Umitin katıldığı bir programdan...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...